TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAH BIRAKIR MI? Gündemimizde olan soru şu; Terör örgütü silah bıraktı mı, ya da bırakabilir mi? Geçmişte yaşanan kimi olumsuzluklar bizim bu soruya olumlu cevap vermemizi engelliyor ya da en azından bir hayal kırıklığı yaşayacağımız korkusunu canlı tutuyor. Doğrudur. Bu risk ve tehlike bu gibi durumlarda daima vardır. Çünkü bu terör örgütü kendi yağı ile kavrulan bir örgüt değildir, Türkiye’nin gelişimini sekteye uğratmak, durdurmak, ya da yeteri kadar gelişmesini önlemek amacı ile İran, Suriye, Amerika, itrail ve kimi Batı Avrupa devletleri tarafından desteklenmiş, ayakta tutulmuş, onların verdiği imkânlarla bu güne kadar gelmiş bir örgüttür. Bu neredeyse iki kere ikinin dört ettiği kadar kesindir. Fakat günümüzde şartlar biraz değişmiştir. Önce katil Esad’ın yıkılması ile Suriye devre dışı kalmış, İran kendi derdine düşmüş, artık 45 yıl önceki Amerika’nın Ortadoğu’ya bakışında revizyon ve değişiklikler olmuş, Batı Avrupa devletleri ise sırtında taşıdıkları bu kamburun ağırlığını taşımaktan usanmışlardır, itrail en sağlamı olmasına rağmen onunda Gazze savaşı ve dünya ile imtihanı örgüte verdiği desteği çok gerilere atmıştır. Fakat en önemli değişiklik Türkiye’dedir. Türkiye değişmiştir. Hem de öyle bir değişmiştir ki, tüm dost ve düşman ülkelerin kıskançlık duygusuna zirve yaptırarak. Önce savunmasını geliştirmiş, profesyonel orduya geçilmiş, gücü çok artmış, hareket kabiliyeti neredeyse dünya standartlarının üstüne çıkmıştır. Roket, gemi, uçak, helikopter, silah, füze, vb. yüzlerce yeni ve yerli teknoloji ile bu alanda rekor üstüne rekor kırılmış, hala da kırılmaya devam etmektedir. Yoğun, kapsamlı ve çok çeşitli ar-ge çalışmaları ile dünyanın sayılı ülkelerine yaklaşılmış, Pakistan-Hindistan savaşında koskoca milyarlık Hindistan ordusunu sahadan silmiş, Hindistan barış istemek zorunda kalmış, barış sonrası ise Türkiye’ye düşman kesilmiştir. Hint genelkurmay başkanı; “Biz daha ne olduğumuzu anlamadan kaybettik” diyor, “Bu Pakistan’ın işi değil, bu Türkiye’nin bir işidir” demekten kendini alamamıştır. Bu müthiş gelişmeler ülke içindeki terör bataklığını kurutmuş, yurt içinde tek bir terörist kalmadığı gibi kimi ülkelere yuvalanan teröristler de eylem yapamaz hale gelmiştir. Tüm bunların neticesinde bunalan terör örgütü, artık yeterli insan kaynağından da uzaklaşmış ve terör örgütü elebaşının yaptığı ‘kendini feshet, silahını bırak’ çağrısına cankurtaran simidi gibi sarılmıştır. Terör örgütü silahı isteyerek bırakmamıştır, bırakmak zorunda kalmıştır. Bu gerçek gün gibi ortadadır. Gerisini varın siz düşünün….