Kaan BIÇAK Tarih, yalnızca geçmişin hikâyesi değil, geleceğin pusulasıdır. Devletlerin yükselişleri kadar, dağılma süreçleri de kolektif hafızaya kazınan büyük uyarılar taşır. Yugoslavya’nın çözülüşü buna sıkça verilen bir örnektir; fakat meselenin özü, yüzeyde görülen etnik çatışmadan