AYDIN HASAN - ASENA YATAĞAN / Ankara - Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Washington temasları, Türkiye’nin bölgesel sorunların çözümünde Türkiye’nin küresel önemini bir kez daha ortaya koydu. Fidan’ın ABD’de yaptığı görüşmelerde Suriye, Filistin meselesi - Gazze, Rusya - Ukrayna Savaşı ve İran’dan oluşan 4 kritik dosya öne çıktı.İlginizi ÇekebilirDışişleri Bakanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre; Fidan, yapılan davet üzerine ABD’ye gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında 10 Kasım’da bir dizi temasta bulundu. Fidan’ın ziyareti, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın Washington ziyaretiyle aynı zamana denk geldi. Fidan; ABD Başkanı Trump ile Şara’nın görüşmesinin bir kısmına, Trump’ın davetine icabetle katıldı. Fidan’ın Türkiye’nin Suriye’ye dair görüşlerini paylaştığı görüşmede, Suriye’de Türkiye ile ABD arasında iş birliği alanları değerlendirildi.Beyaz Saray’da toplantıFidan’ın, Beyaz Saray’da ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, ABD Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’la yaptığı toplantıda, Suriye’deki sorun alanları ile Sezar Yasası’yla ilgili gelişmeler gözden geçirildi. Bu toplantının bir bölümüne ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance’in de katıldı. Fidan’ın, Özel Temsilciler Witkoff ve Barrack’la yaptığı toplantılarda ise Suriye’deki durum, Filistin meselesi, Rusya-Ukrayna savaşı ile İran’la ilgili nükleer sorun ele alındı.Fidan’ın ziyareti marjında dışişleri bakanlarının katılımıyla Türkiye-ABD-Suriye üçlü toplantısı da gerçekleştirildi. Toplantıda, Suriye sahasındaki gelişmeler ile üç ülke arasındaki işbirliği imkanları ele alındı. Bu toplantının ilki, Mayıs ayında Antalya’da düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı sırasında yapılmıştı. Fidan ABD’de ayrıca Şara tarafından da kabul edildi.‘Sezar Yasası konuşuldu’Washington’daki temaslarına ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Fidan, Suriye’nin güneyi, kuzeyi ve diğer bölgelerindeki sorun alanlarının yanı sıra Suriye’ye yönelik yaptırımlarla (Sezar Yasası) ilgili detaylı görüşmeler yaptığını belirtti. Suriye’nin güneyinde Süveyda’da ve kuzeydoğusunda, Suriye’de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/ YPG’nin bulunduğu yerlerdeki duruma ilişkin konuların ele alınması açısından da görüşmelerin önemli olduğunu vurgulayan Fidan, şöyle devam etti: “Gerek kuzeyi, gerek kuzeydoğusu, gerek güneyi, buradaki problemler eğer dikkatle yönetilmezse, ülkenin tamamıyla bölgesel bütünlüğüne, toprak bütünlüğüne yönelik sıkıntının ortaya çıkma ihtimali var. Ülke giderek daha da parçalanmayla karşı karşıya kalabilir. Bunu Amerikalıların anlıyor olması tabii önemli. Ülkenin bir ve bütün olması ama herkesin aynı zamanda can, mal güvenliğinin olması ve çeşitli etnik, dini grupların herhangi bir baskı altında olmaması fevkalade önemli. Bu altın oranı bulmak için tabii büyük gayret var. Aynı zamanda kimseye de tehdit olmamaları gerekiyor. Bu yönde de ciddi konuşmalar oldu, görüş alışverişlerinde bulunduk.”Karşılıklı sıcak mesajlarABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara arasında önceki gün Beyaz Saray’da basına kapalı gerçekleşen görüşme büyük ses getirdi. Görüşmenin ardından iki isim tarafından olumlu mesajlar paylaşıldı.Sosyal medyadan yaptığı paylaşımda “Şara ile vakit geçirmek bir onurdu” ifadesini kullanan Trump, görüşmede Ortadoğu’da barışın detaylarının değerlendirildiğini ve Şara’nın bunu desteklediğini belirtti. Trump, Şara ile tekrar görüşmek istediğinin bildirerek, Suriye’nin istikrarlı ve başarılı olmasının, bölgedeki tüm ülkeler için çok önemli olduğunun altını çizdi.‘Geçmişte kaldı’Şara ise Fox News kanalına verdiği röportajda açıklamalarda bulundu. Şara, Suriye’nin DAEŞ Karşıtı Koalisyona katılması konusunu Trump ile görüştüklerini belirtirken, Washington ile görüşmeye devam edeceklerini söyledi.Şara, Suriye ile İsrail arasındaki ilişkilerin geleceğine ilişkin bir soruya yanıt verirken, “İsrail ile şu anda doğrudan müzakereye girmeyeceğiz, belki Başkan Trump bu tür bir müzakereye yardımcı olabilir” yorumunu yaptı. Şara Rusya konusunda ise “Rusya, bir şekilde Suriye halkına karşı savaşa katılmıştır. Bu nedenle, Suriye ile yapılan müzakerelerin bir parçası olarak, Beşar Esad da dahil tüm arananlar Suriye’ye teslim edilmelidir” dedi.Suriye lideri geçmişinde yer alan El Kaide terör örgütü ve 11 Eylül saldırısı konularında sorulara verdiği yanıtta ise, “O zamanlar ben sadece 19 yaşındaydım, yani çok genç bir insandım ve o zamanlar herhangi bir karar verme yetkim yoktu. Bu konuyla hiçbir ilgim yok” ifadelerini kullandı. Şara, El Kaide komutanlığının geçmişte kaldığını ve Trump ile geleceğe odaklandıklarını ifade etti.Görüşmeden ne çıktı?■ Suriye Ortadoğu’da DAEŞ’e karşı kurulan ABD öncülüğündeki koalisyona katılacak. Suriye koalisyona katılacak 90’ıncı ülke olacak.■ Suriye’ye yönelik ambargolar 180 gün boyunca askıya alınacak.■ Suriye’ye yönelik ekonomik kısıtlamalar kaldırılacak ve yatırım ortamı canlandırılacak.‘Donald Trump Türkiye’yi seçti’Uzmanlar, Bakan Hakan Fidan’ın ABD’deki temaslarını ve Trump tarafından görüşmeye davet edilmesini Milliyet’e değerlendirdi:■ Emekli Büyükelçi Uluç Özülker: ABD, Trump başta olmak üzere genel olarak Orta Doğu konusunda en fazla Türkiye’ye güvendiğini ortaya koyan bir tutum içinde. Trump’ın, neler olup olmayacağı konusunda iş birliği yapabileceği ülke olarak Türkiye’yi seçtiği açık; bu kapsamda Dışişleri Bakanımızın, heyetimizin önemli bir yeri olduğunu kabul etmek lazım. ‘Amerika, Suriye, Rusya-Ukrayna savaşı ve Filistin konusunda Türkiye olmadan adım atmıyor’ diyebilir miyiz? Ben o kadar ileri gitmem. Türkiye’nin hem Ukrayna meselesinde hem de Rusya ve Ukrayna’nın kabul edebileceği çözüm arayışlarına dair tutumları var. Bunun dışında Suriye’siyle, Gazze’siyle bu bölgelerde Türkiye’nin işin içine tutulması için özellikle Trump’ın kendi çabaları bulunuyor. Ancak Türkiye’nin de kendi imkân ve kabiliyetlerinin ötesine taşan bir tutuma girmemesi gerekir; kişi kendini bilmek kadar irfan olmaz.‘Yakın olmak istiyor’■ Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Kıdemli Araştırmacısı Doç. Dr. Murat Aslan: Trump açısından Suriye’de hâlihazırda devam eden siyasi dönüşüm ve güvenlik meseleleri, Türkiye’nin bir başarısı olarak görülüyor. Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beyaz Saray’da yaptığı görüşmeler gerekse daha önce Suriye’de Esad’ın devrilmesi ve dönüşüm sürecinin Türkiye’ye bağlanması, Trump’ta Türkiye ile ilgili bir psikolojik koşullanmışlık oluşturdu. Dolayısıyla Suriye konularında Türkiye ile iş birliği seçeneği, Trump için daha cazip... Irak’tan yıl sonunda çekilmeyi planlarken, Suriye’de kalmak istiyorlar ama bunun için yeni bir projeksiyon oluşturulması gerekiyor. Lübnan’da Hizbullah’ın silahsızlandırılması ve merkezi hükümetin güçlendirilmesi projesi sürüyor. İsrail’in güvenliği konusunda ise ABD, taviz vermiyor. Bu nedenle Suriye’de siyasi bir geçiş dönemi ya da yeniden yapılandırma olacaksa, ABD, Suriye stratejisini baştan sona yeniden dizayn etmek zorunda. Ortaya çıkan durum şu: Artık ABD’nin Orta Doğu siyasetinde stratejik bir kırılım var. Bu kırılımda, Joe Biden yönetimine kadar Türkiye genellikle dışlanıyordu... Ancak ABD, şu anda Orta Doğu güvenliğinde Türkiye ile daha yakın ve koordineli olmak istiyor... Her iki ülkenin varmak istediği nokta aynı; fakat bugüne kadar karşı karşıya gelinmesinin en büyük nedeni ABD’nin PKK, PYD, YPG gibi terör örgütlerine verdiği destekti. Şu an için bu sorun da çözülüyor gibi duruyor çünkü 10 Mart protokolü büyük bir ihtimalle uygulanacak.