Teknoloji şirketi Astronomer’in CEO’su olan Andy Byron (50) ile İnsan Kaynakları Müdürü Kristin Cabot (56) konserde sarmaş dolaş dans ederken dev ekrana yansımıştı. Başkalarıyla evli olan gizli âşıklar, kendilerini dev ekranda görünce kaçmıştı ama konserde ve internette alay konusu olmuşlardı. Her ikisi de işlerinden istifa etmek zorunda kalan sevgililerin dünya gündemine mizahi bir şekilde taşınankaçamağı, kameralı hayatı tartışmaya açtı.Biri bizi gözetliyorGiderek daha çevrimiçi hale gelen dünyada, gittiğiniz her yerde görünür olmak veya “sosyal medya gözetimi” aracılığıyla takip edilmek gibi ürpertici durumlar söz konusu. Uzmanlar, özel veya en azından tek bir fiziksel mekana özgü olması amaçlanan anların dev ekranlara, internete taşınmasının ve küreselleşmesinin yaygınlaştığını söylüyor. Peki, sosyal paylaşımların yıldırım hızında olduğu ve kameraların kaçınılmaz olduğu bir çağda, kamusal alanda mahremiyet beklenebilir mi? Her deneyim, dünyanın görmesi için bir malzeme mi?‘Özel hayat tarih oldu’“Ünlü Kültürü” kitabının yazarı Ellis Cashmore, konserdeki yakalanmanın hızla yaygınlaşmasının, bir soruyu yanıtladığını söyledi: “Artık özel hayat diye bir şey yok. Yüzlerce insanın olduğu bir konserde mahremiyetin söz konusu olduğunu varsayabileceğimizden emin değilim.” Teksas Üniversitesi Austin Gazetecilik ve Medya Okulu’nda doçent olan Mary Angela Bock da “Artık sokakta mahremiyetin söz konusu olduğunu varsayamayız. Mesele sadece kamera değil, görüntülerin hızlı yayılması” diye konuştu.Her yerde kameraGünümüzde kameraların hayatımızın büyük bir kısmını filme aldığı bir sır değil. Güvenlik sistemlerinden kapı zillerine kadar, işletmeler, okullar ve mahalleler video gözetimi kullanıyor. Spor ve konser salonları da taraftarları filme alıyor ve seyircilerin eğlenceli katılımlarını kalabalığın geri kalanına yansıtıyor. Kısacası, olay yerindeki izleyici ürünün bir parçası.