SAFARİ DİYE DİYE1960 sonlarında doğaseverlerin gözdesiydi Land Rover arazi araçları.Avcılar, maden arayıcıları, defineciler, fotograf sanatçıları, gezginler ne yapar eder , sıfır olmasa da ikinci el alırlardı.Her dönem pahalı olmuştu. Tank gibi sağlamdı, fakat Britanya poundu yüksek olunca...Duyardık; benzin tüketimi çok yüksekmiş. Alanlar pişman olup satıyorlarmış.Henüz sahip olmayanlar düşünmezdi harcadığı benzini.Havası yeterdi.Daha Japon otomobilleri, binbir SUV yoktu piyasada. ABD'nin jeepleri ve Birleşik Krallık'ın Land Rover'ı vardı.Land Rover...Anlamını merak eden var mıydı ? Bir sözlüğe bakan , öğrenen de yoktu. Anlamı '' Kara Korsanı'' demekti. Deniz korsanının karşılığı da Sea Rover...Britanya bu markanın yaygın ününden yararlanarak, Sedan otomobili de üretmişti. Onun adı sadece Rover idi....................Sıcaklık ölçer aygıtların 40 santigrat dereceyi geçtiği Temmuz sonlarında nereden çıktı bu Land Rover sohbeti.Konvoy halinde, ardarda, egzos borularından pis kokulu kara dumanlar çıkararak geziyorlar yöremizde. Bu karbon monoksit zehirli bir gaz.Hepsi de yaşlı. 1970 olsalar 55 yaşındalar. Fakat sürücülerinin havası yerinde. Sanki ultra modern jet bombardman uçağı kullanıyor. Yksekten bakıyor biz oto alamayan yoksullara. Çoğu İstanbul plakalı. Nevşehir plakalı olan da var. Hepsi de elden geçirilmiiş. 55,60 yaşında olsalar da, botokslu, gerdirmiş , genç olma heveslisi hatunlar gibi cicili, bicili, parlak boyaklı...Yokuş çıkarken zorlanıyorlar. Arka borularından çıkan ağulu gaz daha da koyulaşıyor, evimizin önündeki sokağı dolduruyor. Evlerin önündeki küçük bahçelerde, ağaçlar altında oynayan çocuklar hapşırıyor, tıksırıyor, anaların babaların umurunda değil.Geçen yıl ayırdına vardım. Gidip İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bildirdim. Ciddiye alan çıkmadı.'' Egzos gazı ölçümleri yapılmmamış olmalı, biz çok rahatsız oluyoruz, zehirleniyoruz. Bir inceleyin, görürsünüz, anlrsınız,'' dedim.Yapılacak bir şey yokmuş.Peki, bu miiyadını doldurmuş, Britanya kentlerinde '' Old Car Muzeum'' larda yer alabilecek denli yaşlı bu arazi cipleri neden bizim yöremizde fink atıyorlar. Nedir amaçları ?Safari...Seferden geliyor. Gezginler için macera, adrenalin, heyecan, coşku...Asfalt yol önemli değil. Dağlık, tepelik yerler. Keçi yolu...Daha doğrusu hiç yol olmasa daha iyi.Sanki bölgemiz Klimanjaro Dağı...Günlük kaç avro, kaç dolar?Patinajla zorlanan, yolları kazım kazım kazan bu yaşlı araçların zararı yöremize bu kadar mı? Diyelim iki bağ arasında bir tırman var. Sınır. Land Rover buradan gide gele çukurlaştırıyor. Gevşek, pomza, sünger taşlı yerey. Güzün bir sağanak yağışın ardından bu çukurdan sel gelecek, bağ toprağını yırtacak, koyaklar, derecikler açacaktır. Bağ sahibi gelip baksa tanıyamaz artık mülkünü.Zarrar bu kadar mı ? Kuruyan ağaçlara dikkat...Karbon monoksit (CO) ağuludur dedik, zerdali, erik, elma, kiraz ağaçları bu gaz yüzünden kurumaktadır. Üzüm asmaları, omcalar, omurcalar verim gücünü yitirmektedirler.Ses kirlenmesini de unutmayalım. Akşam serinliğinde evimin balkonunda oturup gazete okumayı severim. Olanak yok. Gürültüden içeri kaçıyorum.Safari bir turizm olayıdır. Kim kazançlı çıkıyor. Turistin bıraktığı para yöremizin bağcısının cebine girmediğine göre...Acaba böyle anlamsız, doğaya zarar veren bir ''etkinlik'' İtalya'da, Yunanistan'da, Bulgaristan'da var mıdır ?Land Rover'lar konusunda titizlenmekte haklı mıyım; değil miyim.---------------------------------------21 Temmuz 25. Ürgüp