TBMM Genel Sekreterliğince, "TBMM'de stajyer öğrenciye istismar" iddiasına ilişkin yürütülen soruşturmaya yönelik, "Konu medyadan öğrenilmemiş, tam aksine idari soruşturma kapsamındaki ifade alma ve benzeri süreçler nedeniyle medya konudan haberdar olmuştur." açıklaması yapıldı. TBMM Genel Sekreterliğinden yapılan yazılı açıklamada, stajyer ve ailelerinin mağduriyetine neden olan hadisenin üzerine ilk andan itibaren kararlı bir şekilde gidildiği ve gelişmelerle ilgili kamuoyunun bilgilendirildiği ifade edildi. Konuya ilişkin daha önce 2 kere basın açıklaması yapıldığı hatırlatılan açıklamada, buna rağmen halen bilgi kirliliğine neden olan paylaşım ve açıklamaların "ibretle takip edildiği" belirtildi. Yürütülen idari soruşturmada ortaya konulan tespitler çerçevesinde 3 personel hakkında kamu görevinden çıkarılma, 2 personel hakkında ise fiillerine uygun disiplin cezası teklif edildiği anımsatılan açıklamada, suç işlediği iddia edilen personelin konumuna, kıdemine veya ünvanına bakılmaksızın gerekli idari ve adli işlemlerin en sert şekilde uygulanmaya devam edileceği vurgulandı. Söz konusu stajyerlerin çalıştığı dönemlere ve olaya ilişkin detaylara yer verilerek, "Suça bulaşan, ahlaksızlık sergileyen az sayıdaki kişi nedeniyle ülkenin gözbebeği konumundaki TBMM'nin personelinin genelinin töhmet altına alınmasını da büyük bir haksızlık olarak görmekteyiz. Görev ve sorumluluklarını hukuka ve iş ahlakına uygun şekilde yerine getiren Meclis çalışanlarımızın yanında durmaya ve TBMM'nin saygınlığını korumaya devam edeceğiz." açıklamasında bulunuldu. Kamuoyunda yer alan birtakım iddiaların gerçeği yansıtmadığı vurgulanan açıklamada taciz iddiaları kamuoyuna yansımasa konunun üzerinin kapatılacağı, herhangi bir işlem yapılmayacağı söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Taciz iddiasıyla ilgili ailenin ilk olarak Genel Sekreter'e ulaştığı belirtilen açıklamada, “Kendilerine verilen etkin soruşturma güvencesi çerçevesinde aile şikayet dilekçesini vermiş ve TBMM Başkanlık makamının emriyle soruşturma derhal başlatılmıştır. Taciz iddiaları medyada ilk olarak 10 Aralık'ta yer almakla birlikte idari soruşturmanın başlatılma tarihi 20 Kasım'dır. Hakkında delil elde edilen üç personel 4-5 Aralık tarihinde işten el çektirilmiştir. Dolayısıyla konu medyadan öğrenilmemiş, tam aksine idari soruşturma kapsamındaki ifade alma ve benzeri süreçler nedeniyle medya konudan haberdar olmuştur.” denildi. Başlangıçta tek şikayetçi olduğu ve soruşturmanın sonucunda diğer iki şikayetçiye de ulaşıldığı hatırlatıldı ve soruşturmanın kapsamının genişletilerek 5 personel hakkında işlem yapıldığı açıklandı. Ayrıca, bir stajyere “iddialarını ispat etmeden konuşma” şeklinde telkinde bulunulduğuna yönelik suçlamalara ilişkin ayrı bir disiplin soruşturmasının devam ettiği belirtildi. Açıklamada, “'Meclis'te tacizlerin sistematik şekilde 2018 yılından bu yana sürdürüldüğü' söylemleri gerçeği yansıtmamaktadır." denilirken, ”2018 yılındaki hadise başka bir birimde görevli hizmetlinin stajyere fiziksel temas teşebbüsü şeklinde gerçekleşmiş ve yürütülen soruşturma sonucunda ilgili kişi kamu görevinden çıkarılmıştır. Gündemdeki vakayla suç mahalli, suçun işlenme biçimi, suçu işleyen personel gibi unsurlar açısından hiçbir benzerlik bulunmamaktadır. 7/24 esasına göre güvenlik kameraları ile izlenmekte olan ve kalabalık çalışma ortamı ile yoğun mesai sergilenen Meclis mutfağının kamera kayıtlarının geriye dönük incelenmesi sonucunda taciz iddialarına yönelik şüpheli tek durum tespit edilerek bahse konu soruşturmaya dahil edilmiştir." ifadeleri kullanıldı. “BİR AN EVVEL ADLİ VE İDARİ MAKAMLARA BAŞVURMALARI KANUNİ VE VİCDANİ ZORUNLULUKTUR” Açıklamada, "taciz vakalarının kapsamının açıklanandan çok büyük olduğu, tecavüz, kürtaj gibi durumların üzerinin kapatıldığı" iddialarının gerçeği yansıtmadığı belirtilerek, stajyerler ve aileleri tarafından asla dile getirilmeyen bu tür iddialarla özellikle bu çocukların haklarının ihlal edildiğine dikkat çekildi. Yürütülen idari soruşturma kapsamında bu şekilde bir bilgi, belge, emareye ulaşılmadığı bildirilen açıklamada şunlar kaydedildi: "Adli makamlarla yapılan görüşmelerde adli soruşturma aşamasında da bu iddiaları doğrulayacak herhangi bir bilgi/belge/emare olmadığı ifade edilmiştir. Ortada bir müşteki olmamasına, bu yönde adli ve idari makamlarda bir tespit bulunmamasına rağmen, mağdur, suçlu, fiil, yer, zaman açısından hiçbir bilgiye dayanmayan iddiaları ortaya atmak en hafif tabiriyle sorumsuzluktur. Şu hususun da altını çizmek gerekir ki elinde bu yönde bir bilgi, belge veya emare olduğunu iddia eden ya da kamuoyunda bu iddiaları dillendiren kişilerin bir an evvel adli ve idari makamlara başvurmaları kanuni ve vicdani zorunluluktur. Soruşturmanın gizli kapaklı yürütüldüğü söylemleri gerçeği yansıtmamaktadır. TBMM Başkanlık makamının talimatlarıyla titiz ve kapsamlı şekilde yürütülen soruşturma süreciyle ilgili olarak şeffaflık ilkesi gereğince TBMM Genel Sekreterliğince 10 Aralık'ta yapılan basın duyurusuyla soruşturma süreciyle bilgilendirme yapılmış, Disiplin soruşturmasının sonuçları 11 Aralık tarihinde kamuoyuyla paylaşılmıştır. Ayrıca siyasi parti gruplarımız ve KEFEK Komisyonumuz bilgilendirilmiş ve soruşturma sürecinde her türlü bilgi/belge paylaşımına açık olunduğu özellikle ifade edilmiştir. KEFEK Komisyonu içerisinde grubu bulunan siyasi partilerimizden birer üyeden oluşturulan İzleme Komitesi ile kapsamlı bir toplantı gerçekleştirilmiş, soruşturma kapsamındaki tüm bilgi ve belgelere erişimleri sağlanmıştır. İdari soruşturma kapsamında elde edilen tüm bilgiler adli makamlarla da paylaşılmıştır." TUTUKLU SAYISI 4 2024-2025 eğitim döneminde görev yapan bir stajyerin ailesi tarafından, 19 Kasım'da şikayet dilekçesi verilirken, 20 Kasım'da iddialarla ilgili soruşturma başlatıldığı açıklanmıştı. Dilekçede yer alan iddiaların titizlikle incelendiği, bunun neticesinde aşçı olarak görev yapan bir kamu personelinin 4 Aralık'ta görevinden uzaklaştırıldığı belirtilmişti. Açıklamada "Şikayete tabi diğer kişiler hakkında soruşturma derinlemesine devam etmektedir.” denilmişti. Stajyer öğrencinin başvurusu üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında meclis lokantasında çalışan şüpheli H.İ.G., sevk edildiği Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğince “çocuğa karşı cinsel taciz” suçundan tutuklanmıştı. TBMM Genel Sekreterliği tarafından gönderilen idari soruşturma evraklarının incelenmesi ile soruşturma derinleştirilirken, mağdur D.K'nin ifadesinde yer alan ve idari soruşturma evraklarında benzer olayların mağduru oldukları anlaşılan diğer 3 mağdurun da Çocuk İzlem Merkezi'nde beyanları alındı. Mağdurlara cinsel tacizde bulunduğu iddia edilen diğer 4 şüpheli daha sevk edildikleri Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliğince D. U., R. S. ve İ. B. hakkında “cinsel taciz” suçundan tutuklandı.